Hüdavendigar Gazi lakabı ile ün salan I. Sultan Murad, 1362 yılında, babası Orhan Gazi'nin yerine tahta geçti.İlk işi, ordusu ile yürüyüp Ankara Kalesi'ni, Selçuklu Beyleri kalıntılarından olan Ahiler adındaki zorbaların elinden almak oldu. Bundan sonra büyük bir ordu ile Rumeli yakasına geçip Çorlu'yu savaşarak, Lüleburgaz'ı barışla ele geçirip Edirne hakiminin, Osmanlı ordusunun ilerlemesini önlemek için yolladığı orduyu Sazlıdere adlı yerde bozguna uğratıp Edirne Kalesi'ni aldı.
Daha sonra Rumeli Beylerbeyisi atanan lalaları Şahin Paşa (öl. 1375) ve beylerden Evrenos Bey (öl. 1417) yanındaki birliklerle Zağra ve Gümülcine bölgelerini Osmanlı ülkesine kattıktan sonra Lala Şahin Paşa Edirne'de bırakılıp Padişahın ordusu başkent Bursa'ya geri döndü.
Bundan sonra, beylerbeyi Lala Şahin Paşa'nın himmetiyle Filibe Kalesi alınınca, hakiminin yakınması ve kışkırtmasiyla Sırp, Eflak, Bosna ve Macar Kralları, Türkleri Rumeli'den sürüp çıkarmak üzere aralarında anlaştılar.
Murat Han, bunların 50 - 60 bin kişilik bir ordu ile Edirne'ye doğru saldırıya geçtiklerini duyunca, korunma amacıyla Bursa'dan yola çıkıldığında Hacı İlbeyi (öl. 1363) adındaki gözü pek komutan, düşmanın durumunu öğrenmek için sekiz on bin kişilik bir birlik ile öncü olarak yollandı.
Hacı İlbeyi, Sırp Sındığı adıyla meşhur ovada bulunan müttefik düşman ordusu yakınlarına, karanlık bir gecede onların yakınına gelerek, çokluklarına güvenerek kimi sarhoş, kimi uykuya dalmış, tedbirsiz bir durumda olduklarını öğrenince Yaradan’a sığınıp birden bire üzerlerine saldırdı; düşman ordusunu perişan etti; içlerinden hemen hemen pek azı kurtulabildi.
Bu sevinçli haber Murad Hüdavendigar Gazi'nin Rumeli yakasına geçmesinden önce duyulduğundan çok kıvanç duyup Biga Kalesi'ni Bizanslılardan alıp başkent Bursa'ya döndü.
Bu kez İstanbul İmparatoru'nun gemilerle Yalakabad kıyılarına asker çıkardığı duyulunca oraya birlik yollanıp bir kısmı tutsak edildi, gerisi kılıçtan geçirildi.
768/M. 1366 - 67 yılında Murad Hüdavendigar Gazi ikinci kez Rumeli yakasına geçti. Edirne şehrini Rumeli bölgesinin merkezi olmak üzere hükümdar sarayı ve büyük binalar yaptırarak süsledi. H. 777/M. 1375 - 76 yılına dek kah kendi eli ile kah komutanlardan biri yollanarak Vize ve Samakov bölgeleri ve Evrenos Bey'in kılıcı gücü ile Kavala, Dırama ve Serez bölgeleri ele geçirildi. Sırp Kralı’nın elinde bulunan Niş bölgesi Murad Han'ın saldırısı ile alındı ve Kral, Osmanlı Devleti’ne yılda 50 okka (64 kgr.) gümüş vermek şartı ile affedildi. Köstendil, Niğebolu ve Silistre hakimleri ile de vergiye bağlanmak suretiyle dostluk kuruldu.
Bundan sonra Rumeli Beylerbeyliği Timurtaş Paşa'ya verilip Bursa'ya dönüldü. Selçuklu valilerinden iken Kütahya'da bağımsızlığını elde eden Germiyan Oğlu'nun kızını, büyük şehzadeleri olan Yıldırım Bayezid'e verdiğinden, gelinin ceyizi olarak Germiyan Oğlu'nun Murat Han'a teslim ettiği Kütahya, Simav ve Tavşanlı bölgeleri Osmanlı ülkesine katıldı. Hamid Eli Beyi bulunan Hüseyin Bey'den, Seydişehri, Beyşehri, Yalvaç, Karaağaç ve İsparta belli fiyatla satın alındı.
Murat Gazi üçüncü kez Rumeli yakasına geçip Sofya kalesini ele geçirdiği sırada Karaman Oğlu, satın alınan yerlerden dolayı Osmanlı ülkesinin kendi toprakları ile sınırdaş olmasından kuşkulandı. Hüda-vendigar Gazi'nin Rumeli'de olan çarpışmasını fırsat bilerek Osmanlı ülkesine saldırdı. Bunun üzerine H. 787/M. 1385 yılında Osmanlı ordusu Anadolu'ya dönüp Konya ovasında Karamanlı birliklerini yenip darmadağın ettikten başka Konya'yı dahi kuşatmış iken Karaman Oğlu'nun eşi ve Murad Han'ın kızı olan Nefise Sultan'ın babasına yalvarması üzerine affedildi.
Rumeli Beylerbeyisi Timurtaş Paşa, Manastır, Pirlepe ve Karlıeli'ni ele geçirip Bosna ve Hersek bölgelerini ateşe verip tedirgin ettiğinden hakimleri, vergi vererek güvenliklerini elde etmek zorunda kalmışlardı.
Karaman Oğlu olayının ortaya çıkmasına ve belki aralarındaki gizli anlaşmaya dayanarak Bosna Kralı başkaldırma cesaretini gösterdiğinden Lala Şahin Paşa komutasında yollanan yirmi bin kişilik Osmanlı Ordusu düşman ülkelerini talan ile meşgul iken Bosna Kralı ansızın üzerlerine saldırmış, Türk ordusu bozguna uğramış,çoğu da şehit olmuştur.
Bunun üzerine o bölgede bulunup daha önce Osmanlılara vergi vermekte olan Hıristiyan hükümdarlar da başkaldırdıklarından Sultan Murad Han Rumeli yakasına geçti. Ayrı bir birlikle gönderilen sadrazam Ali Paşa, Şumnu, Pravadi, Tırnova, Niğebolu ve Silistre kalelerini aldı.
Konya savaşında Osmanlı ordusu içinde bir miktar Sırp askeri vardı. Bunlar arasında halkın malına el uzatan ve onlara zarar veren bir kaç kişi cezalandırılmıştı. Bu duruma çok kızan Sırplılar memleketlerine döndüklerinde düşmanlık göstermeye başladılar. Ayrıca öteki Hıristiyan Emirlerini de yoldan çıkarıp kışkırtmağa çalıştıkları Murad Han tarafından öğrenilince, kendilerini uslandırmak amacı ile ordu yola düşüp Filibe'de kışlamaya başladı. Bunu duyan Sırp Kiralı, çevresinde bulunan Hıristiyan hükümdarlarla anlaşıp birleşerek yüz binden çok askerin başına geçen bir çok hükümdar, Murad Han'a karşı koymak için Osmanlı ülkesine saldırdılar. (H. 791 yılı Ramazan ayında/M.1389 Ağustosu) Kosova Ovası'nda büyük ve kanlı bir savaş oldu. Müttefik düşman ordusu tamamen bozguna uğrayıp darmadağın edildi.
Murad Hüdavendigar Gazi, düşman ordugahını seyrederken, öldürülenler arasında yaralı olarak yatmakta bulunan Miloş adındaki bir Sırplı fedai tarafından vurularak şehit edilip öldü. Murad Han bu sırada 63 yaşında olup saltanat süresi 27 yıla yakındı.